Civarikli Sıleman ağa 2
13 Ocak 2012
BARBARCA BİR SOYKIYIM
Yıl 1938 yer Civarik.
Mevsim son bahar, bu dağ köyünde başaklar yeni sarı olgunluğa erişmiş.
Köy halkı anı bir baskınla yayalardan köye sürülür. Aynı gün, gece karanlığında Süleymen ağa ve kardeşinin evlerin ablukaya alınır. Sürgün tebligatı yapılır.
O zaman evli olan Bertal Efendinin kızı Ezime Arık sürgüne katılanları söyle sıralar:
1-) Süleymen Tanrıverdi) (80) Eşi Fatoş gelini Fadime, Güllü, gelin Çocukları Dursun(22) Şükrü (18),Medine (14), Zarife(12), Baki (10) Süleyman(8), torun Mehmet(7), Baki Emine(14)Zarife(10) Hatice (8) ve adını anımsamadığı bir kız çocuğu.
2-) Veli Akbayır (75), eşi Fatma, gelini Elif (18) sekiz aylık hamile ve kardeşi Memo(15)Çocukları Süleyman, Mehmet,
3-) Ahmet Akbayır (72) eşi Fadime, Gelin Fate, Mustafa( 18), Hasan(16), Kaya(10)
4- Bertal Yurtsever(Efendi 60), eşi Fadime , gelin Hatice çocukları Ali (38), Şükrü, Kazım, Aziz, Hatice Fatma, torun Hasan(18), Şevket(10), İbrahim(8), Yusuf(6) Süleyman(4), Fato(3) Muğlise(2), Hatice( 1)
5- Hüseyin yurtsever (58), eşi Güllü, gelin çocukları Güllü(22), Ğezal(20), Sewe(18), Medine (16) ,Alibinat(15)
6- Ve anneleri Dake (Qala maye) 106 yaşında olduğu için evde bırakılır.
Civarik’ten “Sürgün” diye yola çıkarılan bu emzikli bebeleri, beşikteki çocukları, hamile gelinleri, sakat-sakallı dedeleri Dereova’da’ teslim alan ekip (tim) bir km yürüttükten sonra, Ramazan köyü altında ki derede bir birine kementle bağlar. Üstlerine gaz yağını döker, barbarca diri diri yakarlar. …
Hiçbir vicdan ve insanı hasletle bağdaşmayan bu vahşete tanrı yer gökte tanıktır.
“Pepo Keko” nun dillendirdiği, Dersim Dımılı halk edebiyatı bir tarzına uyumlu ağıtlayışın bir varyantı şöyle:
Goçê Sıleman Ağa
honikê sewa hemnuni de / bime sıleciyê ra ê
ciranura xatır nê vazıno/ bervena qala daê
“sürgün’ ra vato “ya”/ ağay bêçike na pıra
kes nê zono kotiya konya / na şiyane çira
cıvrak peyde mend / rêna kami key vêneme
ostori asmenra ênê war / ma zu zu moremê
bi ponçaş / ma keytime binê kımsor’ê ceri
hard lalo / asmen koro / nê vêneno haqê cori
memo hiç verdera / pêyser sono/ verê pulê suri
mela qali dızdi / “goç”i dıma sona/ durve duri
camordi zuvinra gıredayi resenura munıti
zernê verê cinu / pelaka peru/ eşkara gureti
dımoni goligura gıre dé / herdra kaskenê
vanê “bi sodır, sıma çıra raêde çip nê sonê”
mudur vano “vengra çeku mekerê, aşiri hesnenê”
lerz kenê wertê aşirude / xora tersenê
pırenê sıpê ser/ hêrdisa xo ama serê qori
qaleni selaga gırana / zor sono vılera dori
ağa ziveno; vano “nê ma nêvenê kervela
“sürgün” va, ma xapıtime, kervela arda ita”
cêr oseno çê ismail ağay / verde sona va ê
çêna bıray madera / vanke êno maver ser ra ê
cıra vazê / xevere burusno paşa ê koré gırsi
pıte ciziçi / cini a dıgane / nekiste sevdin’de rus’i
ez zabıtê sevdin’i / ma na ko u ser merdime
palandoken’u de / weré cu ma cemedime
verê devlete / dugelu ser ma şime seveta welati
çeki mara gureti, lokmê gula ma kerdivi lete
vanéke yezit bitlis’ra amo, derue’de muduro mao
bertal’ê mara no téver / coka ma bıraura qarino
bê pers bê sewete / qırkeno azê ma bırnen o
zu zernê çeqeri ser / sarê zofine serde perneno
kesu nêdi a dumonu / hermetu bê çeku kisneno
welat telefkenê / alefê malu / fırigê cunu visneno
zonê kırmanc, / rêça ali /ra a piri / fermano vilê made
zu çér a 28 bılçu /12 cınu / guna 54 gule kami vılede
torê desim’é aşurude / nêdia na zalımeni /na kırkerdeni
cigerunê mı /“süngü tak gaz dök yak”/ ves wes pozenê
cıra vazı na kerê devtete / nê erzino qelpu ver / lop ni o
désim’de / itivar kerdo gola goni / tede xerepi o”
Süleyman Ağa(ların) Göçü (Türkçesi)
sürdüler serin bir yaz gecesinde / düştük yola
yaşlı anne ağlıyor / komşularla vedalaşmak bela
“sürgüne” evet demiş / parmak basmış büyük ağa
bilen yok / bu gidiş nereye / niye nerede konya
civarik geride kaldı / kimi nasıl / nerede göreceğiz
gökten düşen yıldızları / bir bir sayıyoruz
elli oldu düşen yıldız / biz aşağı kimsor’a vardık
yer gök sağır görmüyorlar / yukarıdakini görür sandık
momo hiç’i geri saldılar, kırmızı tepe önünde
mela qali, uzaktan uzağa / gizlice göç peşinde
önce erkekleri bağladılar / örkenlerle öre öre
altınlarını paralarını aldılar/ göz göre göre
çocukları katırlara bağladılar / sürünüyor yerde
diyorlar / “gün ışıdı, bunlar kalıyor gerilerde”
müdür der /‘silah sesi çıkmasın, aşiretler duyar”
acele bölgeyi geçmek ister / etraf aşiretten korkar
beyaz entari üzerinde / sakalı dökülmüş dizine
yaşlılık ağır yük güç aşar tepeyi / öbür yüzüne
sıleyman ağa der /“bunlar bizi götürmez kerbele’ya
“sürgün” diye aldattılar bizi / kerbele gelmiş buraya
”aşağıda görünüyor ismail ağanın evi / önünde ark
kızları bizimle / yolumuza gelir halimize bakarak
söyleyin iletsin, büyük paşaya, yıldırım bir kuş(telg)
emzikli çocukları, hamile kadını / harpte öldürmedi rus
ben sevdin subayı / bu dağlar için önce biz öldük
palandöken’de bölük bölük / yine önde biz donduk
vuruştuk dugellerle / bu devleti hep birlikte kurduk
güvenle destek verdik devlete / lokmamızı paylaştık
nerden geldi yezit / dereova müdürü kinci
bertal’ımızla tartışmış / buna dayalı hıncı
merkezden çıkmış haksız / adaletsiz bir kanun
nedensiz sorgusuz / soy tüketen özü zulüm
bir sarı altına düşmüş / pazarda ölüm veya yaşam
görülmemiş silahsız bağlı insanları / yakan insan
ana dilini konuşanı / ali izini/ pir yolunu ölüm sayan
bir ailede 28 çocuk / 12 kadın / 54 can dile kolay
dersim aşiret töresinde görülmedi / kendi halkına kıyan
körpe canları /“süngü tak, gaz dök yak” / diri-diri yakan
ser paşa /“devlet görevi mama değil köpeğe verilmez
dersim’de kan gölüne atılan güven / çürüdü ele gelmez”
(Hüseyin akar 1998
Peri yayınları Dersim Civarik İKİ UÇLU YAŞAM s.52-54)dan