76- Metin-Kemal
Metin-Kemal Kahraman
Metin ve Kemal Kahraman kardeşler, Dersim’in Pülümür ilçesine bağlı üç haneli bir dağ köyünde dünyaya geldiler. Babalan Kamer Bey, Devlet Demiryollan’nda çalışıyordu. Çocukluklarının ilk yıllarını Erzincan’da geçiren kardeşler, daha sonraları, yazlan Dersim’de köyde, kışlan Erzincan’da olmak üzere yaşamlarını sürdürdüler. Bu, onlara iki ayrı kültüre de tanıklık etme imkânı sağladı. Bu yüzden, Erzincan’da konuşulan Türkçe’yi de, Dersim’de konuşulan Zazaca’yıda kendi dilleri saydılar, ilk, Orta ve Lise eğitimlerini Erzincan’da tamamladılar.
Kemal Kahraman, 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. Ancak, 1984 yılında bu okulu bırakarak Ankara’da ODTÜ Felsefe Bölümü’ne başladı.
Metin Kahraman ise, 1984 yılında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Radyo Televizyon Bölümü’ne girdi. 1985 yılında da bu okulda okuyan birkaç arkadaşıyla birlikte Grup Yorum’u kurdu.
Aynı yıllarda Kemal de, Ankara’da, çeşitli amatör müzik gruplarında yer aldı.
1991 yılında İstanbul’da tekrar birleşen kardeşler, 1993’te iki yıllık çalışmalarının ürünü olan “Deniz Koydum Adını” adlı albümlerini gerçekleştirdiler.
Daha sonra, Kemal, eğitim amacıyla Almanya’ya yerleşti. Metin de, zaman zaman Almanya’ya giderek birlikte müzik çalışmalarını sürdürdüler.
1995 yılında, kayıtlarını Berlin ve Türkiye’de gerçekleştirdikleri ikinci albümleri, “Renklerde Yaşamak”, bu sürecin ürünü oldu.
1990 yılından itibaren Dersim ve Erzincan yöresinde derleme çalışmalar yaptılar. Bölgenin tarihi, sözlü edebiyatı, inançları, günlük yaşamı, adetleri, müziği gibi çeşitli konulan içeren bu çalışmaların ilk ürünü de Zazaca, Türkçe ve Kurmanci olmak üzere o yörede konuşulan dillerde yaşlıların kendilerinin çalıp söyledikleri türkülerden oluşan “Yaşlılar Dersim Türküleri Söylüyor“ albümü ol muştur. Bu albüm derleme çalışmaları yapanlara güzel bir örnek oluşturmuş, olumlu tepkiler almıştır.
1999 kayıtlarını Bern’de gerçekleştirdikleri albüm “Ferfecir” ile yeniden dinleyicileriyle buluşan kardeşler, halen Berlin’de yaşamakta ve çalışmalarını bu şehirde sürdürmektedirler.
Kardeşler, 1997’den beri birlikte müzik yaptıkları Serdar Keskin ve 1995’te Berlin’de tanıştıkları Darethea Marien’i en önemli müzik ve yol arkadaşları olarak görüyorlar.
Besteleri ve şarkı sözleri kendilerine ait olan kardeşlerin çalışmaları, başka müzisyenler tarafından da seslendirilmiştir.
Her ikisi de saz, cura ve gitar çalmakta, şarkı söylemektedir.
“Notalarım Anadolu’da Buldular
‘Aslında erdem eskimiş… Bugünkü toplumun yaratabileceği bir erdem yok.’ Bu sözler, bir anarşistin günlüğünden alınmadır Bunları size kim söylüyor, biliyor musunuz? Kaybolmuş bir kentin eskicileri… Ancak bu eskicilere, kentin ara sokaklarında değil; ‘Deniz Koydum Adını’ kasetinde yer alan parçaların notaları arasında rastlayabilirsiniz.
Metin ve Kemal Kahraman, iki müzisyen-kardeş. Bir ellerinde kalem, diğer ellerinde nota defteriyle dalmışlar Anadolu’ya. Çocukluklarının geçtiği yerlerde aramışlar notaları. Guguk Kuşu ‘nun efsanesini dinlemişler ihtiyar ağızlardan. Ve oralarda erdemin eskimediğini görmüşler. Çocukluklarını bırakıp kırlarda, albümlerini hazırlamak için dönmüşler kaybolan kentin sokaklarına.
‘Deniz Koydum Adını’ albümü için, on yedi müzisyenin katılımını sağlamışlar. Albümde üç Türkçe, beş Zazaca olmak üzere sekiz parça yer alıyor. Türce parçalarda toplumumuzun son birkaç yıllık süreçte iyice somutlaşan kişiliksizleşmesini konu aldıklarını söylüyor Kahraman kardeşler. Ve şöyle devam ediyorlar:
‘Zazaca parçalarda ise kendi kimliğini ve bu kimlikte yaşama isteğini dile getiren halkımızın aşkını, acısını, mücadelesini konu aldık. Müziğimizde yeni kanallar açmaya çalıştık.’
Bir anlamda, ‘Deniz Koydum Adını’ deneysel bir çalışma olarak ortaya çıkmış. Okây Temiz ve ismail Soyberk’in albümde yer almaları müzikal kaliteye ayrı bir renk katıyor. Okay Temiz, ‘Ape Musa’ ve ‘Gulezar’ adlı parçalardaki başarısıyla ününe yakışır bir çalışma koymuş ortaya. İsmail Soyberk’in de, bu çalışmada severek çaldığı, bas partilerinin zenginliğinden anlaşılıyor. Jan Garba-rek’ten saksofon dersi almış ‘esrarengiz’ müzisyen de albüme imzasını atmış.”
(Hayrettin Sağanak, 9-15 Nisan 1993, Cumhuriyet gazetesi)