44- Rahmi Saltuk
1945 Dersim doğumlu. Elazığ Lisesi’ni bitirdikten sonra, Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdi. Fakülteyi bitirdi ama avukatlık yapmadı, müziği seçti. Sinema oyunculuğu da var. İlk kez Pir Sultan Abdal oyunuyla sahneye çıktı. Rahmi Saltuk, İsveç’te çevrilen “Bebek” filminde rol aldı. Bu filmin ve Hülya Koçyiğit’le birlikte oynadığı “Almanya Acı Vatan” m müziğini yaptı. Rahmi, Pir Sultan Abdal oyunuyla tanındı. Kendisi; “Pır Sultan” oyunu olmasaydı. Rahmi Saltuk diye birini kimse tanımazdı” der. Türkiye İşçi Partisi’nde yer aldı. 1960 Anayasası’nın özgürlükçü sosyal hareketinden esinlendi. Mehmet Ali Aybarlar, Benice Boranlar’la yönlendi. “Acıyı bal eyledi“, karşı çıkışa geçti. “Kör olasın demiyorum /Kör olmamda gör beni” türküleriyle, müzikte bir karşı dorumun adamı oldu.
“Gökte yılda, sayılmaz / Çiğ yumurta yenilmez“, “Bak şu bebelerin güzelliğine / Elleri kan içinde” ezgileriyle, halkın kabaran coşkusunu Nazım Hikmet’i, Hasan Hüseyin’i, Ruhi Su’yu (“Tanrı Baba”)yı Şan Sineması, An Sineması Salonlarına taşıdı. 12 Marttan ve 12 Eylül’den sonra, Rahmi’nin yükselişi yasaklarla, tutuklanmalarla durduruldu.
Rahmi Saltuk diyor ki: ” Kasetlerimde ve plaklarımda devrimci bir ozan sorumluluğu ile halkımın son beşon yılda eriştiği bilinç düzeyine yaraşır türküler söylemeye çalıştım. Bu çabam beni Kazak Abdal’ın deyişlerinden, Şilili devrimcilerin kavga ve umut dolu marşlarını söylemeye kadar itti. Sanatçının, halkın özgürlük ve eşitlik mücadelesinin yanında yer almasının bugün, her zamankinden daha çok gerektiğine inanıyorum. Halkımın özlemlerini türküleştirmeyi, onları kendi mücadelelerinde daha güçlü, kararlı ve coşkulu kılmayı görev biliyorum Daha adil, güzel ve yaşanılası bir dünyayı kendi elleri ile kurmalarında kavganın neresinde yer alacağım bilen bir sanatçı olarak benim de payımın olması en büyük özlemimdir.”
Server Tanilli, Kemal Burkay’ın şiirleri üzerine yaptığı bir değerlendirmede Rahmi Saltuk’a da değinir: “1980yılınm sonlan, İngiltere’den dönmüşüm İstanbul’a. Yeni yaşamıma alışmak için çabaladığım, ama biraz karamsar günlerimden birinin akşamında, Rahmi Saltuk kalkıp geldi eve. Sazına duygulu duygulu dokunurken başladı o yiğit sesiyle söylemeye. Türkülerden türküye gezinip duruyor. Bir ara; ‘Yeni besteledim’ dedi ve ona girdi. Sazın, sözün ve söyleyişin -o tanımlaması olanaksız- ortaklığının yarattığı ahengin etkisi altındayız. Rahmi Saltuk söylüyor:
Böyle her bahar yeşertiyorsam
Kederi ve zehri yeniyorsam
Bir gülü büyütmek yok mu
İzbede Kavgada
Sevdada varsam
Bir gülü büyütmek yok mu” ve sonunda bağladı;
Ksavgamda bir gül çıkar
bilirim
Sordum: ‘Kimin bu sözler?’
‘Kemal Burkay’ın bir şiiridir.’ diye yanıtladı.” (Server Tanilli, 1996) “Rahmi Saltuk, günümüz şairlerinin seçkin yapıtlarını seslendirip sazıyla bağdaştırması, Pir Sultan Abdal’lan, Karacaoğlan’lan çağdaşlaştıran güçlü bir sanatçımız-dır. Erken yitirdiğimiz Ahmet Arif ile Hasan “Hüseyin’in acısına sazıyla anlaştıran, Ruhi Su’yu etkileyici sesiyle, sazıyla yaşatan Rahmi Saltuk, düşünsel görüşleri, çağına yakışır atılımdarı ile halktan yana, onurla içli dışlı, değerli sanatçımızdır. Sesiyle, azıyla, çağımıza yakışır sanat anlayışıyla güneşli, güvenceli günlerin müjdecisidir.” Rıfat İlgaz, 10.5.1993)