63- İlhan Sezgin
Prof. Dr. ilhan Sezgin 1954 yılında Maz-1 girt’te doğdu, ilkokulu doğduğu ilçede, Ortaokulu ve Liseyi Erzurum’da bitirdi. Yüksek öğrenimini, 1976 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı.
Mezuniyetini izleyen ilk yılda Karlıova’da doktor olarak çalıştı. 1978’de, Ege Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda açılan Tıbbi Genetik Enstitüsü’ne asistan olarak giren Sezgin, eğitimini Klinik Genetik Uzmanı olarak tamamladı.
Ağustos 1982’de, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’de Klinik Genetikçi olarak görev yaptı. 1988’de Doçent ve 1993’te Prof. unvanını aldı. Yurtiçinde ve yurtdışında pek çok kongreye posterler, bildiriler sunan ve bilimsel kurullara çağrılı olarak katılan Dr. Sezgin’in, yüze yakın yayını ve bir o kadar bildirisi mevcut.
Bu çalışmalarla, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı’ndan 7 Nisan 1997 tarihli üstün düzey akademik formasyon takdirnamesi aldı.
İsviçre’de Landegg Akademisi’nde, etik departmanında genetik ve etik alanında üyeprofesör olarak ders vermektedir.
Bütün bu aktivitelerin yanında Dr. Sezgin’in üzerinde durulması gereken bir özelliği de, Bahai inancına, mesleğine sarıldığı gibi sarılması ve bu uğurdaki yaygın çabalarıdır. Bir anımsama yaparsak, 1920’lerde, meslektaşı Dr. Abdullah Cevdet, Elazığ için milletvekili adayı gösterilmişken, o ara Bahailiğin dünya dini olması gereğini içeren bir makale yayınlar. Bundan dolayı büyük tepki görür, dinsizlikle suçlanır ve milletvekili olamaz. Türkiye, şimdi 1920’lerin Türkiye’si değil. Gelişmiş, laik bir ülke… Kaldı ki, her türlü inancın ve hatta inançsızlığın hoş görüldüğü, her yönüyle globalleşen dünyamızda, inancı da globalleştirmek istemi belki de doğaldır. Ancak ülkemizde bu ekstrem düşünce ve çabalara, aktif ilim adamlarının ve Alevi kültürüne yakın kişilerin inançlara önderlik etmesi bize çok ilginç, düşündürücü geldi. Her inanç, az da olsa dogmadır. Ancak çağdaş olma, kadın erkek eşitliği, gelirde farksızlık, evrensel eğitim, ahlâk standardı, uluslararası dilin gerekliliği, ortak güvenlik ve adalet ilkelerine dayanan yeni bir dünya düzeninin kurulması yadsınamaz.